19 Mart 2012 Pazartesi









İlkel Komünalden geldik bu güne 
Çağların karnı hiç yarılmadı ki 
Kötülük çözülmez kördüğüm oldu 
İnsan birliğine varılmadı ki 

Evvel yurtsuz idik konar göçerdik 
Kara yel içinde gülü seçerdik 
Bazen yağmur eker dolu biçerdik 
Doğayla barışık durulmadı ki 

Ne kaderdir varlık nede yazgı 
Düşmedi dillerden sızılı ezgi 
Haki katı sırra varmadı sezgi 
Meydana er postu serilmedi ki 

Ne fark eder sarı beyaz ve kara 
İnsanı hak bilip duralım dara 
Asırlardır kanar Halklarda yara 
Sarmaya dostça el verilmedi ki 

Madem ki biz halkız bu ayrım ne ki 
Her yerde aynı sömüren yanki 
Göz yaşının rengi ayrımı sanki 
Yıllardır kanadı durulmadı ki 

Bedrettin hak için post’a oturmuş 
Kötü nefsi bir bir nara yatırmış 
Barışı sevgiyi bize getirmiş 
Varlığın sırrına erilmedi ki 

Derler incinsen de incitme canı 
Boş yere akıtma damarda kanı 
Değil mi ki Dünya alemin malı 
Doğruluk yüküyle girilmedi ki 

Dede Sultan yapmış halka çağrıyı 
Hoş görü içinde bulmuş doğruyu 
Meclise koymamış kötü eğriyi 
Kanayan yaralar sarılmadı ki 

Hürriyet değil mi menzile varış 
Savaşmadan olmaz inan ki barış 
Kavgaya girmeden boşa yakarış 
Tutsaklık zinciri kırılmadı ki 

Sömürülen İnsan yedi kafayı 
Üretir süremez bir gün sefayı 
Eğile büküle çekmiş cefayı 
Ezenlerle hesap görülmedi ki 

Her şey bozuk kendi içinde başka 
Can olmaz ise canan gelir mi aşka 
Koskoca bir ömrü doldurduk teşte 
İnsan hamuru çiğ karılmadı ki 

Hoşgörü barışla düştü bir gama 
Dünya kalmış yanki puşt bir yam yama 
Kötülük öldükçe dirilmiş amma 
İyilik bir türlü dirilmedi ki 

Her zaman koydular işçiyi yaya 
Üreten kim söyle giden kim aya 
vurguni sanmayın küstü dünyaya 
O halkına bir gün darılmadı ki
































İnsanın elinde gülüm solmasa 
Bölüşüm olurdu insanın payı 
Düşünen insana ölüm olmasa. 

Hakka razı olsa insanlık soyu 
Geçmezdi insana hayvanlık huyu 
Akarmıydı kanlar tarihler boyu 
İnsan doğasında zulüm olmasa 

Bedrettinler dara çekilir miydi 
Mansur parça parça kesilir miydi 
İsyan çığlıkları yükselir miydi 
Şu hınzır paşalar zalim olmasa 

Ahmet Yeseviden Bektaşi veli 
Doğudan batıya eser dost yeli 
İnsan doğasında bir umut seli 
Coşar mı sanırsın bilim olmasa 

Zirvede oturan beyler paşalar 
Basılır göksüme kızgın maşalar 
İnsan kanı içer öyle yaşarlar 
Varoşlardan coşan selim olmasa 

Nasıl aşka düşmez insanın teni 
Dostumdan saymışım pir sultan seni 
Türküler yakmazdı bu kadar beni 
Her gün mızrap vuran telim olmasa 

İnsan hak dedikçe taşlanır mıydı 
Şairler ozanlar suçlanır mıydı 
İnsanca bir sevda yaşanır mıydı 
Şu türkü söyleyen dilim olmasa 

Şu yüce dağlarda kar olur muydu 
Hoşgörüsüz insan yar olur muydu 
Örselenmiş ateş nar olur muydu 
Hünkar Hacıbektaş velin olmasa 

Aşılmazsa insan hakkıyla yollar 
Nasıl sarsın dostu dost diye kollar 
Sevdaya durur mu baharda dağlar 
Kızıl saçlı yarim gelin olmazsa 

Uzak etme beni dostluk telinden 
Özgürlük türküsü söyle dilinden 
Vurguni kurtulmaz zulmün selinden 
Birde kalem tutan elim olmasa… 

16 Ağustos 1999 
35.Geleneksel IX Hacıbektaş şenliğinde 2.ödülü

Abdullah Oral


























Abdullah Oral